Neden bilmem, 6 yaslarimda gokyuzunu pembe gorurdu gozlerim.
Sicak Temmuz, belki de Agustos aylariydi guzelim Ege'nin. Kollektif tatilimizin sosyal etkinlikleriyle tatilimizi verimliliestiriyorduk; buyuk, kucuk.. Yuzme yarsimasi mi dersiniz, dans dersleri mi dersiniz, su oyunlari mi dersiniz., siir dinletileri, aksam konserleri mi... Kucuk mahallemde kurdugum kucuk dunyanin engin kacislarindan biriydi yine... Oyle engin ki henuz bile bitmek bilmemistir. 
Minik boyum, gunlerce giyindigim eflatun sortlu takimim ve kucuk ellerimle hep istedigim seylerden sadece birini, resim yapmayi ogrenecektim ben de... 
Ve hocamiz onca guzel sahnelerinden doganin, her zaman yanibasimizda olanini, gokyuzunu secmisti arkamizda duran denize, sagimizda uzanan baglara, solumuzu susleyen kumsallara inat.
-Gok yuzu ne renkti? Bu soru hic bu kadar zor gelmemisti? Butun ogretmenlerinin gozdesi, cevapsiz soru birakmayan kucuk kiz bu soruyu cevaplmakta o kadar zorlanmisti ki arkadaslari gokyuzunu bitirmek uzere resimlerine baslamislarken o hala hangi renkleri karistirim da o gordugum rengi bulurum diye dusunuyordu.
-Mavi?
-Hayir, sadece maviden ibaret degildi gokyuzu! Dahasi vardi.
-Tabi ki de! Beyaz bulutlar...
-Hayir, hayir! o da degil... Baska, bambaska bir renkti o... Kimse goremiyor muydu? Neden buncacik boyalarin icinde bir tek gokyuzunun rengi yoktu?
Sevalyesi onunde, birazcik huzunle, aradigini bulamamanin gordugu rengin aynisini boyalarin arasinda gorememenin huznu cokmustu icine...  Peki ya digerleri? Onlar gokyuzunu onun gordugu gibi gormuyorlar miydi? Nasil oluyor da bu kadar kolay ciziyorlardi gokyuzunu kagitlarina? Dusundu kucuk kiz... Ozgur dusunceyi, dusunmenin ozgunlugunu, bakislarin cesitliligini dusundu. 
-Demek ki onlar gokyuzunde benim gordugumu gormuyorlardi. Yasamlari benimkinden farkliydi... Hatta belki de hic yabancisi degilleri bu guzelim maviligin bizi cevreleyen sularin, bu asil sevalyenin onumuzde duran... 
Tabi ya! Onlar coktan kararlarini vermisti. Maviydi gokyuzu.
Fakat kucuk kiz kabul edemiyordu. Mavi pastel boyasini aldi eline. Ve soooyle guzel bir zemin hazirladi gokyuzune. Sonra bulutlari dusundu. Bulutlarin isiltili beyazligini...Gerci kagidi da beyazdi? Yine de biraz da beyazi ekleyi verdi. 
Hocanin gelmesinden urkuyordu. Elini cabuk tutmaliydi.O gordugu rengi bir an evvel yapmaliydi. Ona gokyuzunun asi rengini ispatlamaliydi!
Ve pembeyi tuttu telasla. Simdi olmustu. Gordugu o rengi mukemmel seviyede olmasa da yakalamisti. O, baktiginda gokyuzune, zihninde beliriveren renk karsisinda duruyordu. 
-'Afferim!"
-"Cok guzel"
-"Iste bu!'
 Ve iste buraya yaklasiyordu....
"...?"
-Iste, gokyuzu!
"Bu renk degil ki gokyuzu. Bak yukari..."
Kucuk kiz dusunmekten gokyuzune bakmayi akil edememisti. Basini yukari kaldirdi, gozlerini hafif kisarak... Ve gordu. Evet, gokyuzu maviydi...
Kucuk kiz, o istekli bedenini yerine biraz kirgin, biraz ofkeli... Hayal kirikligini alip uzaklasti tumunden...
Yillar gecti, kucuk kiz bu anisini sadece basaramdigi bir baska girisimi olarak kazidi zihnine.
Ama bir gun, basini uzattigi engin bir baska dunyadan soluna cevirdi... Dusunmuyordu bile o gunu. Zihni onundeki arama motorunun sonuclarina odaklanmisti. Ve birden bir manzara gordu.
Bir yalniz teknenin susledigi kumsal...
Deniz... Deniz yine gokyuzuyle koyun koyunaydi. 
Ve pembeye caliyordu gokyuzu...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment